İŞ HUKUKU

İŞ HUKUKU

İşçinin Uğradığı Zararlardan Ötürü Tazminat Davaları

İşçilik hakları alacakları, işçilerin iş sözleşmesi kapsamında hak kazandıkları ancak ödenmemiş olan ücret, tazminat ve diğer menfaatleri kapsar. İşçilik alacakları şunlardır:

  1. Temel Ücret Alacakları
    • Ödenmemiş maaş
    • Fazla mesai ücreti
    • Resmî ve dini bayram tatili ücreti
    • Hafta tatili ücreti
    • Genel tatil ücreti
  2. Tazminatlar
    • Kıdem tazminatı (En az 1 yıl çalışmış işçiler için)
    • İhbar tazminatı (İş sözleşmesi usulsüz feshedilmişse)
    • Kötü niyet tazminatı (İşverenin kötü niyetle işten çıkarması durumunda)
    • Ayrımcılık tazminatı (Eşitlik ilkesine aykırı davranılmışsa)
    • İşe iade davası sonucu doğan tazminatlar
  3. İzin ve Sosyal Haklar
    • Kullanılmamış yıllık izin ücretleri
    • Ücretli izin hakları (evlilik, doğum, ölüm izni vb.)
    • Yol, yemek ve diğer yan hakların ödenmemesi durumunda doğan alacaklar
  4. SGK ve Diğer Yasal Haklar
    • Eksik yatırılmış sigorta primleri
    • İş kazası ve meslek hastalığı tazminatları
    • İşsizlik maaşı hakkı (işten çıkarılma şartlarına bağlı olarak)
  5. Sendikal Haklar ve Toplu İş Sözleşmesi Alacakları
    • Sendikal nedenlerle işten çıkarılma tazminatı
    • Toplu iş sözleşmesinden doğan fark alacakları

Bu alacakların tahsili için iş mahkemesine dava açılabilir veya arabuluculuk süreci başlatılabilir. İşçilerin hak kaybına uğramamak için zaman aşımı süresine dikkat etmeleri gerekir.

İşçinin Uğradığı Bedensel Zararlardan Ötürü Tazminat Davaları, maddi ve manevi tazminat olarak ikiye ayrılır. Maddi tazminat kapsamında yalnızca tazminat değil, gelecekteki ekonomik kayıpların telafi amacıyla maddi talepler, tedavi masrafları, uzvun sakat kalmasından ötürü efor tazminatı gibi birçok tazminat kalemi talep edilebilecektir. İşçinin uğradığı bedensel zararlardan ötürü tazminat davaları sağlık hukuku alanında uzmanlaşan malpraktis avukatı tarafından takip edilmelidir. Bu sayede sigorta zararlarınızı tam ve eksiksiz olarak ifa edebilecektir. Tazminat davaları gerçek veya tüzel kişilerin herhangi bir fiil sonucunda uğradıkları zararın giderilmesini kapsayan hukuk dalıdır. Hukuka aykırı davranan kişinin sorumluluğu doğmakta ve bu sorumluluk hukukumuzda ceza davaları ile maddi ve manevi tazminat ile giderilmektedir.

Tazminat sebebi olabilecek zararı kişi ve kurumlar birlikte oluşturabileceği yalnızca bir tarafım sorumluluğu da olabilir. Hukukumuzda gerçek ve tüzel kişiliklerle beraber zararı oluşturan devlet ise devlet dahi zararı karşılamakla yükümlüdür.

Tazminat Davalarında Kusura Dayanan Sorumluluklar

Tazminat davalarında kusura dayalı sorumluluğun temeli TBK Madde 49’dan doğmaktadır.

Türk Borçlar Kanunu Madde 49 gereğince;

MADDE 49-Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Kusur sorumluluğu aralarında sözleşme ilişkisi bulunmayan tarafların haksız fiiller neticesinde karşı tarafa zarar vermesi ve karşı tarafında bu zararı tazmin etmek istemesinden doğar.

Burada önemle belirtmek isteriz ki kusura dayanan sorumlulukta zarar gören ile zarar veren arasında sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır.

Sözleşme ilişkisinin bulunduğu durumlarda hukuksal olarak daha avantajlı olabileceğinden farklı bir kanun maddesine dayanmak gerekebilir.

İşçinin Uğradığı Bedensel Zararlardan Ötürü Tazminat Ne Kadardır?

Bedensel zarara veya ölüm olaylarında ödenecek tazminat Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi ilkesine dayanır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, İş Kanunu  Madde 78-87 ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda bu hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

IV. İşçinin kişiliğinin korunması

MADDE 417- İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.

İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.

İşveren; iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemleri almak, araç gereçleri noksansız bulundurmak işverenin diğer bir yükümlülüğüdür. 6331 Sayılı Kanun gereğince ise işveren işçi için tehlike oluşturabilecek tehlike kaynaklarını kaldırmakla da yükümlüdür.

1.Zarar

Tazminata Hak Kazanabilmek İçin öncelikle bir zarar oluşmalıdır. Bu zarar maddi olabileceği gibi manevi zararda olabilecektir. Maddi tazminat kalemleri günceldeki paranın eksilmesi anlamına gelmekle birlikte aynı zamanda kişinin olağan hayat akışındaki gelirlerinin zarara uğratan sebebiyle kesilmesi durumunda da tazminat talebinde bulunabilecektir. Tazminat hukukunun olmazsa olmaz şartı zarardır. Sorumluluk bakımında tazminata hak kazanabilmek için karşı tarafta bir zarar oluşmalıdır. Haksız fiillere ilişkin oluşacak zararları yazının devamında ayrıntılı olarak açıklayacağız.

1.1.Mahrum Kalınan Kar

Hayatın olağan akışında malvarlığında meydana gelmesi muhtemel artışların zarar verici eylemler nedeniyle kısmen veya tamamen durması tazminata hak kazanmak için geçerli bir sebeptir. Kişinin muhtemel geleceğindeki karının eksilmesi de bir zarar kalemidir. Mahrum kalınan kar haksız fiildeki zarar kadar net olarak belirlenemeyebilir. Bu sebeple alanında tazminat hukukunda sürekli dosya alarak, sürecin tamamına hakim olan tazminat hukukunda uzmanlaşmış bir avukatla çalışmanız hak kaybı yaşamanızın önüne geçecektir.

İşçinin Uğradığı Bedensel Zararlardan Ötürü Manevi Tazminat Davaları

Manevi tazminat; haksız fiili neticesinde bir kişinin haklarının zarara uğratılması durumunda oluşacaktır. Kişinin şahıs varlığı maddi ve maddi nitelikte olmayan kişisel değerlerinden oluşur. Kişinin manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için şeref ve haysiyetine, özel yaşamına , namına, ismine, hatıratına zarar gelmesi gerekmektedir.

Malvarlığına yönelik zararların oluşması durumunda da manevi tazminat talebinde bulunabilecektir. Kişinin yaşadığı süreçten ötürü manevi olarak yıpranması manevi tazminat için yeterli bir sebeptir.

Manevi zararın maddi tazminat gibi somut olarak ispatlanması bir değer biçilmesi, bilirkişilerce tespitinin yapılması mümkün değildir.  Dolayısıyla manevi tazminat hesaplanırken kişinin maneviyatındaki çöküntünün oldukça iyi ifade edilmesi gerekmektedir. Somut olayın özelliklerine göre tazminat hukuku avukatından yardım istenerek maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrıntılı bir şekilde huzurdaki dosyaya yansıtılması gerekecektir.

Kişinin beden bütünlüğü, fiziksel ve ruhsal sağlığı Anayasa madde 56 gereğince koruma altındadır. Haksız fiili neticesinde kişinin bedensel olarak zarara uğraması tazminat talep etmeyi gerektirir.

Tazminat hukuku kapsamında bedensel zararlar içerisinde; tedavi giderleri kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması yada yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılması tazmin edilebilecek zararlardır.

MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:

  1. Tedavi giderleri.
  2. Kazanç kaybı.
  3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
  5. Belirlenmesi

MADDE 55- Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.

(2)Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır.

Burada önemle belirtmek isteriz ki kusura dayanan sorumlulukta zarar gören ile zarar veren arasında sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu durumlarda hukuksal olarak daha avantajlı olabileceğinden farklı bir kanun maddesine dayanmak gerekebilir. Dolayısıyla tazminat davalarına ilişkin somut uyuşmazlığınızla ilgili hukuki yardım alarak hukuk ofisi ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.